11 Aralık 2007 Salı

Canım yanlış anlaşılmak istedi

Bugün adsl bağlantım o kadar yavaştı ki en son yatmadan önce canım çektiğinden bir şeyler yazma isteğiyle buraya girerken kapıdan dönüyordum neredeyse. Canım istemez hale gelecek diye korktum. Sonra dedim ki can bu, ister istemez, istemişken yazayım.

Her neyse bugün dikkatimi çekti de ben feci şekilde iletişimsiz bir insanım. Öyle böyle değil, bugün ekşi sözlükte birisine mesaj atacak oldum, sonra dedim ne yapıyorum ben? Niye böyle dediğimi bilmiyorum açıkçası. Sonradan düşününce acaip saçma geldi, niye böyle düşünmüş olabileceğimi anlayamadım. Gayet yerinde ve atılması gereken bir mesajdı ama atmadım sonuç itibariyle...
İnsan garip bir varlık. Bazen--- Ne bazeni çoğunlukla kendisini kendisi bile anlamıyor. Sonra bir de etraftan anlaşılmayı bekliyor. Ne ikiyüzlülüktür bu!

En çok korktuğum şeylerden birisi yanlış anlaşılmaktır. Bazen yanlış anlaşılmayayım diye etraftaki bazı kişilerle konuşmam. Söyleceklerimin yanlış anlaşılmasındansa hiç anlaşılmamayı yeğ tutarım anlayacağınız. Bu gibi durumlar dışında genelde çok fazla konuşurum, aynı çok fazla yazdığım gibi. Çenem kapanmaz, kapanmadığı gibi bazen? laf salatası yaparım. Anlatmak istediğim şeye ulaşana değin karşı tarafa gerekli bilgi yüklemelerini yapma gibi bir zorunluluk içinde hissederim kendimi. İşte bunun da sebebi yanlış anlaşılmamaya çalışmak. Ahh şu yanlış anlamalar yok mu?!

Bir hikaye yazayım dedim, bayağıdır aklımda dolanıp duruyordu. Yazmadan evvel şöyle bir düşündüm, bunu bir yere koyarsam kesin yanlış anlaşılırım sonucuna vardım. Birkaç kişiye, abiyene tabirle bir bilene, sorayım ondan sonra nihai kararımı vereyim dedim. Gittim sordum, böyle böyle bir şey yazmayı düşünüyorum ama ne düşünürsün diye. Geri dönüşler pek hoş olmadı açıkçası. Beni tanıdıkları, iyi tanıdıkları, halde onlar bile yanlış anladı. Anlatmak istediğim asıl şeye bu yolla ulaşamayacağımı kavramış oldum. Velhasıl 1,5 senedir kafamda tasarladığım hikaye bir 1,5 sene daha beklemek üzere derin dehlizlere doğru itildi. Gerçi çok fazla derine itmemiş olacağım ki aradan geçen günler haftalara varmadan tekrar şekillendirmeye başladım hikayeyi. Sonucunda bir şeylere vardığımı düşündüm... Bakalım bu defa da yanlış anlaşılmalara mahal verebilecek bir şey mi oldu yoksa gerçekten anlatmak istediğimi gayet güzel anlatabileceğim bir şey mi? Etrafımdaki insanlara, bir bilenlere, sorduktan sonra çok daha netleşecek bu...

Burayı açarken ki amacım kafama göre yazmaktı. Şu an kimse okumuyor bunları, ileride de belki kimse okumayacak. İşte bu rahatlıkla yazıyorum. Canım isterse hikaye, canım istemezse düz yazı. Çalakalem bir şeyler yazmaya devam edeceğim burada. Bu rahatlığı sevmeye başladım çünkü...

Hiç yorum yok: