1 Mayıs 2008 Perşembe

Dostluk > arkadaşlık > herhangi bir kimse

Hayatın koşuşturmacasına yine yetişemez oldum. Sabahları uyuyup akşamları kalkmamın bunda etkisi yadsınamaz muhtemelen. Dostlarımı aramadığım için arkadaş sınıfına dönüşenler oluyor. Biraz kendimi ve programımı (uykumdan feragat ederek) sıklaştırarak onlarla daha çok görüşeyim dedim... Dedim demesine ama telefonda, yüzyüze ne konuşacağımı bilemedim. Dost dediğin 10 sene sonra bile görsen konuşacak bir şeyler bulacağın insandir. En azından şimdiye kadar ki dostlarım hep bu şekildeydi. Ne değişti bilmiyorum ama konuşacak şeyleri çarçabuk bitirdim. Oturdum önce sessizce, bir şeylerin aklıma gelmesini dilerken dedim ki bu dostluk artık bitmiş.

Arkadaş oldu nitekim kendisi. Arkadaş olarak görüp fazla derinlere dalmadan konuşunca konuşacak bir şeyler kendiliğinden olmasa bile su yüzüne çıkmaya başladı.

Arkadaşlarımdan bazılarını aradım, telefonlarına cevap vermeyenler oldu. Açıp şu an meşgulüm diyenler. Say say bitmez. Sonuçta programımı sıkıştırıp kendimi zora sokmama değecek pek insan kalmadığını gördüm etrafımda. Elde birkaç tane kaldı dost, birkaç tane de iyi arkadaş. Umarım bir süre sonra onları da kaybetmem.

Geçmişe dönüp bakıyorum; gördüğüm şeyleri özlemiyorum dersem yalan olur. Çok değil bundan 3-4 sene önce arkadaşlarımla görüşmeye yetişemiyordum. Heryere, herkese yetişmeye çalıştıkça canlandığımı hissediyordum. Şimdi ise kökleri kurumuş bir ağaç gibi oturup aranmayı bekliyorum. Sanırım suyumu çok kaçırdılar, köklerin ondan kurudu...

Öyle de saçma sapan bir yazıydı işte bu.

Hiç yorum yok: